Sıfır Atık Vakfı Başkanı Samed Ağırbaş, her yıl 8 milyon ton plastiğin denizlere karıştığını, 2050’de denizlerde balıklardan daha çok plastiğin olmasının öngörüldüğünü belirterek, denizleri korumak için toplumsal seferberliğe gereksinim duyulduğunu söyledi.
Ağırbaş, 5 Haziran Dünya Etraf Günü kapsamında AA muhabirine yaptığı açıklamada, Vakfın 2023’te Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın onursal başkanlığında kurulduğunu hatırlattı.
Sıfır Atık Projesi’nin de 2017’de Emine Erdoğan’ın liderliğinde başlatıldığını aktaran Ağırbaş, projenin Birleşmiş Milletler (BM) üyesi tüm ülkelerde karşılık bulan bir etraf hareketi haline geldiğini lisana getirdi.
Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu kararıyla Emine Erdoğan liderliğinde 30 Mart’ın “Sıfır Atık Günü” ilan edildiğini ve Erdoğan’ın BM’nin Sıfır Atık Danışma Kurulu Lideri olduğunu anımsatan Ağırbaş, bu konseyin aldığı kararların BM Sekreterliğine tavsiye olarak iletildiğini söyledi.
Kurulun çalışmalarının sekretaryasını vakıf olarak üstlendiklerini belirten Ağırbaş, dünya genelinde sıfır atık farkındalığını oluşturmak için projeler gerçekleştirdiklerini anlattı.
Ağırbaş, 45’ten fazla ülkeyle ikili işbirlikleri kurduklarına değinerek, “Sıfır atık danışmanlığı veriyoruz. Bu yıl prestijiyle BM’nin de dayanağıyla başlayacağımız ‘Farkında mısın?’ kampanyası için hazırlıklarımız devam ediyor. Bu kampanya aracılığıyla Türkiye’de ve çeşitli ülkelerde sıfır atık şuurunun artırılması ve geri dönüşüm, israf, tüketim üzere bahislerde farkındalık oluşturmayla alakalı bir ana gündemimiz var.” dedi.
Kampanya kapsamında vatandaşların sıfır atık için nelere dikkat etmeleri gerektiği konusunda çalışmalar yapacaklarını aktaran Ağırbaş, vakfın web sayfasında da buna ait görsellerin ve bilgilendirici içeriklerin yayınlanacağını, birebir vakitte toplumsal medya ve medya aracılığıyla da bu görsellere dikkatin çekileceğini kaydetti.
Sıfır Atık Mavi ile denizleri muhafaza seferberliği
Denizlerdeki plastik atıklara ait de çalışmaları olduğundan bahseden Samed Ağırbaş, şu bilgileri paylaştı:
“Sıfır Atık Mavi bünyesinde denizlerimizi nasıl koruruz ve denizlerimizle alakalı nasıl çalışmalar yaparız diye çok önemli gayret ve efor sarf ediyoruz. Bu bağlamda alışılmış dünyada çok farklı datalar var. Her yıl 8 milyon ton plastik denizlerimize karışıyor. Şöyle acı bir data var; 2050 yılında denizlerimizde balıklardan daha çok plastiklerin olması öngörülüyor. Denizlere attığımız, denizlere karışan her bir plastik, balıkların, kuşların, kaplumbağaların ölmesine yahut yaralanmasına sebep oluyor. Plastiğin geri dönüştürülmesi çok güç. Bugüne kadar üretilen plastiklerin yüzde 90’ı da hala geri dönüştürülememiş vaziyette ve plastik dünya üzerinde kalıyor.
Sıfır Atık Vakfı da tam bu noktada devreye giriyor. Vatandaşlarımıza, insanlara diyoruz ki dönüştürülebilir gereçler kullanın. Markete giderken kendi bez torbanızı götürün. Türkiye de plastik poşet kullanımının azaltılmasıyla alakalı önemli yönetmelikler ortaya koydu ve yenilenebilir, dönüştürülebilir eser kullanımıyla alakalı da bakanlığımızın önemli çalışmaları var. Biz de burada hem bakanlığımızın amaçlarının yerine getirilmesinde hem de milletlerarası manada Türkiye’nin yaptıklarını ve dünyada bu işin farkındalığının oluşturulması manasındaki savunuculuk rolünü üstlenmeye uğraş ediyoruz.”
“Yediğimiz birçok eserden mikroplastiği alıyoruz”
Ağırbaş, sıfır atığın bir medeniyet ve ömür biçimi olduğunu lisana getirerek, buradaki temel mantığın hiç atık üretmemek olduğunu vurguladı.
Atık üretmeyip dönüştürülebilir materyallerden yapılan eserlerin kullanılması durumunda geri dönüştürülecek bir gerecin de ortaya çıkmayacağını belirten Ağırbaş, vatandaşlara dönüştürülebilir gereçler kullanmalarını önerdiklerini anlattı.
Ağırbaş, mikroplastiklerin de değerli bir sorun olduğuna dikkati çekerek, şöyle konuştu:
“Bugün tabiata attığımız her bir plastiği ezkaza yiyen canlılar, plastiğin bir kısmını mikroplastik olarak kendi vücutlarında saklıyor. Bu besin zinciri aracılığıyla insanlara kadar geliyor. Bugün ne yazık ki insanlarda bile artık mikroplastiğe rastlanıyor ve yediğimiz birçok eserden mikroplastiği alıyoruz. Mikroplastiği aldığımız vakit hem hayat kalitemiz düşüyor hem de birtakım hastalıklara yakalanma oranımız artıyor.”
“Denizlere kıyısı olan ülkelerdeki insanları bilinçlendirerek çalışmaya devam ediyoruz”
Ağırbaş, denizlerdeki plastik atık konusunda yapılması gereken en değerli şeyin plastiklerin, çöplerin denize yahut ırmaklara atılmaması olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
“Teknelerimizin ağlarını denizlere bırakmaması, olta balıkçılığı yapan vatandaşlarımızın tekrar ağlarını suya atmaması gerekir. Denizleri korumak için toplumsal seferberliğe muhtaçlığımız var. Vatandaşımızda bu dirayeti görüyoruz. Vatandaşımızla bir arada toplumsal bütünlükle denizlerimizi, etrafımızı korumak için çalışmaya devam edeceğiz. Doğal malumunuz denizlerimizde, karşı kıyılarımızda komşularımız var. Komşularımızın attığı atıklar da bazen bizim kıyılarımıza geliyor. Bütün komşularımızla irtibatta olarak o ülkelerdeki vatandaşlarımızı da bilgilendirmeye uğraş ediyoruz. Evet biz kirliliği azalttık, kirletmiyoruz lakin karşı kıyıdaki komşumuz denizi kirlettiği vakit onun attığı atık bizim kıyılarımıza geliyor. Denizlere kıyısı olan bütün ülkelerdeki insanları bilinçlendirerek, toplumsal farkındalık oluşturarak denizlerimizin korunmasıyla alakalı çalışmaya devam ediyoruz.”
Kaynak: Son Dakika
