Eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, avukatları aracılığıyla İran-İsrail ortasındaki çatışmalar çerçevesinde bölgesel gelişmelere ait toplumsal medya hesabından açıklama yaptı.
“Hamaset Değil Cüret Zamanıdır” başlığıyla açıklama yayımlayan Demirtaş, “İran rejimi uzun yıllardır demokrasi ve insan haklarına tümden kapalı kalmakla, öncelikle kendi yurttaşlarına büyük haksızlık yapıyor. Lakin hiçbir münasebet, emperyal müdahaleye haklılık kazandırmaz. İran’a yönelik askeri operasyonun durmasını ve müzakere masasına dönülmesini temel almamız gerekir. Ancak görünen o ki, Orta Doğu’ya emperyal müdahaleler, kendilerince sonuç alıncaya kadar durmayacak. Bizim, bölgesel barışı ilkesel olarak savunma ve bunun için ağır efor harcamanın yanı sıra, içeride de birliği ve barışı sağlamakta daha süratli ve gözü pek hareket etmemiz gerekir.” sözlerini kullandı.
“TOPLUMU DIŞLAYACAK TAVIRLARDA ISRAR EDİLMEMELİ”
Yapılması gerekenleri 4 başlıkta sıralayan Demirtaş açıklamasını şöyle sürdürdü:
” Abdullah Öcalan‘ın 27 Şubat daveti ve PKK’nin fesih kararıyla birlikte silahsızlanma sürecinin rastgele bir tıkanmaya ya da provokasyona yer vermeden, olabilecek en süratli formda tamamlanması için tüm tarafların en yüksek seviyede efor, yürek ve feraset gösterebilmesi gerekir. İç cepheyi güçlendirme gayesine da adalet hissinin gelişmesine de hizmet etmediği açık olan siyası görünümlü yargı tacizlerine katiyen son verilmelidir. Ortada bir kabahat isnadı varsa bunun, tarafsızlığı ve bağımsızlığı sorgulanmayacak başsavcılar, savcılar ve yargıçlar eliyle yürütülmesi için gerekli adımlar atılmalıdır. Seçilmiş belediye liderleri ve bürokratların tutuksuz yargılanmaları iç hukukumuzun da gereğidir ve bu bahiste artık somut aralık kat edilmeli, tahliyeler sağlanmalı, adil bir yargı süreciyle de davalar en süratli halde sonuçlandırılmalıdır. Orta Doğu’daki ateş devasa bir yangına dönüşürken toplumu dışlayacak böylesi tavırlarda ısrar edilmemelidir.”
“KENDİ SIKINTILARIMIZI KARDEŞLİK RUHU İLE ÇÖZECEĞİZ”
“Böyle bir devirde hiç kimse küçük hesaplar yaparak maceracı, riskli ve sonu felaketle sonuçlanacak atakları aklından bile geçirmemelidir. Unutulmamalıdır ki, emperyalizm bin kazanmadan kimseye bir vermez. Bizler Türkiye toplumu olarak bu devirde bir ve birlikte olacağız; muhtemel risklere, akınlara, provokasyonlara karşı gerektiğinde Edirne’den Hakkari’ye kadar 86 milyonluk bir halk ordusuna dönüşeceğiz; ortak vatanımızı canımız kıymetine savunacağız. Kendi iç sıkıntılarımızı da kendi ortamızda, karşılıklı itimat çerçevesinde ve ‘kardeşlik ruhuyla’ çözeceğiz. Bunun dışındaki her arayış yalnızca felaket getirir. Bu bahiste ezberci, öfkeli, intikamcı ve kindar hiçbir yaklaşıma prim vermeyecek, mert ve samimi olacağız.”
“HERKESİ SOYADIMIZ ETRAFINDA BİRLEŞMEYE DAVET EDİYORUM”
“Orta Doğu yangınının kısa müddette sönmeyeceğini öngörerek kısa, orta ve uzun vadeli bir iç ve dış ortak siyaset çizgisinin belirlenmesi ve her siyasi kümenin bu çizgisi gönül rahatlığıyla savunabilmesi için Cumhurbaşkanı’nın davetiyle, TBMM’de tüm siyasi parti genel liderleriyle bir çalışma toplantısının en kısa vakitte yapılması faydalı olacaktır. Belirttiğim noktaların hiçbiri iç siyasette nezakete dayalı demokratik muhalefetin ve iktidarın denetlenmesinin, eleştirilmesinin önünde mahzur değildir. Birlik ve beraberlik iktidar partisinin değil, Türkiye’nin etrafında olacaktır. Madem soyadımız Türkiye’dir, o halde herkesi soyadımız etrafında birleşmeye ve bunun için sorumluluk almaya davet ediyorum. Bu kasırga bir gün şüphesiz dinecek ve bizler bu toprakların kadim hakları olarak burada, bir ortada, eşitçe ve özgürce yaşayacağız.”
Kaynak: Haberler.com
