Tuğçe SEZER ODABAŞI-Hadican EROL/İSTANBUL, – AK Parti İstanbul Vilayet Başkanlığı İnsan Hakları Ünitesi tarafından 27 Mayıs 1960 darbesinin 64’üncü yıldönümünde Adnan Menderes’in Topkapı’daki anıt mezarı önünde basın açıklaması yapıldı. AK Parti İstanbul Vilayet İnsan Haklarından Sorumlu Vilayet Lider Yardımcısı Avukat Muammer Birdal yaptığı açıklamada, “Bugün 27 Mayıs 1960 darbesinin yıldönümünde vesayetçi ve darbeci zihniyeti kınamak için biraradayız. Bizler ‘Durmak yok, yola devam’ şiarıyla çalışmaya devam edeceğiz. 27 Mayıs darbesini ve onun getirdiği karanlığı bir sefer daha kınarken, AK Parti olarak Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın öncülüğünde adalet, kalkınma ve demokrasi çabamızdan bir an bile olsun geri durmayacağız” dedi.
27 Mayıs 1960 darbesinin 64’üncü yıldönümü dolayısıyla AK Parti İstanbul Vilayet Başkanlığı İnsan Hakları Ünitesi tarafından Adnan Menderes’in Topkapı’daki anıt mezarı önünde basın açıklaması düzenlendi. Eş vakitli olarak 81 vilayette gerçekleştirilen açıklamada, darbe ve vesayet sistemi kınandı. Basın açıklamasını Avukat Muammer Birdal yaptı.
‘SÖZ ARTIK MİLLETİN OLMUŞTU’
Avukat Muammer Birdal basın açıklamasında, “Bugün 27 Mayıs 1960 darbesinin yıldönümünde vesayetçi ve darbeci zihniyeti kınamak için bir ortadayız. Bu vesileyle öncelikle demokrasi şehitlerimiz Adnan Menderes, Fatin Rüştü Güçlü ve Hasan Polatkan’a Allah’tan rahmet diliyoruz. 27 Mayıs yalnızca tek bir darbe tarihi değildir. Maalesef ülkemizde darbeci zihniyetin doğuşunu ve vesayet sistemlerinin kurgulanmasını temsil eder. O günden sonra birçok darbeci ve cuntacı hamasetini 27 Mayısçılardan almış ve 27 Mayısçıların kurguladığı sistemin içinde sivil ve demokratik siyaseti denetim altında tutmak istemiştir. Milletin iradesi yerine vesayet zihniyeti geçirilmiştir. Bu bakımdan 27 Mayıs siyasi tarihimizde daima tekrar edecek olan bir zihniyetin tohumlarını saçmıştır.Darbeye giden yolun taşlarının döşenmesinden, darbenin yapılışına; hukuksuz Yassıada yargılamalarından ulusal iradeye kasteden idam kararlarına kadar her istikametiyle demokratik siyasetimiz üzerinde büyük yaralar bırakmıştır. Halbuki 14 Mayıs 1950’de milletin teveccühüyle iktidara gelen Adnan Menderes ve yol arkadaşları büyük bir kalkınma atağı başlatarak milletin gönlünde taht kurmuştu. Evvela ezan aslına döndürülmüş ve kelam artık milletin olmuştu. Büyük hizmetlerle de adeta ihya olan millet, tek parti yıllarının ne kadar bir zulüm devri olduğunu daha çok idrak etmişti. İşte tüm bu gelişmeleri hazmedemeyenler birinci günden itibaren Demokrat Parti’yi devirmenin peşinde olmuştu” diye konuştu.
‘DARBECİLER MİLLETİN İRADESİNİ DEVİRMEKLE KALMADILAR’
Birdal, “Özellikle 1950’den sonra darbe tehditleri aleni bir hal almış ve darbe planları ayyuka çıkmıştır. Üniversite öğrencileri sokaklara dökülmüş, palavra haberlerle ve kışkırtma siyasetle darbe kazanı kaynatılmıştır. Darbeye giden yollar adım adım döşenmiş milletin seçilmiş iradesine kaşrı her türlü kumpas kurulmuştur ve darbecilere yol açılmıştır. Darbenin kışkırtıcıları maalesef cuntacıları sevinçle karşılamıştır. Dönemin CHP Genel Başkanı İsmet İnönü darbenin başına geçen ve çabucak sonraki sabah kendisini arayıp ‘Emrinizdeyiz Paşam’ diyen Cemal Gürsel’e ‘Büyük iş başardınız, asıl ben sizin emrinizdeyim’ diyerek CHP’nin darbecilikle tarihi bağlantısını açıkça lisana getirmiştir. O tarihten bugüne CHP her türlü darbenin ya önünde ya gerisinde ya da yanında durmuştur. Darbeciler milletin iradesini devirmekle kalmadılar. İsmine mahkeme denilen Yassıada tiyatrolarını da kurarak Demokrat Partilileri haksız suçlamalarla aşağılayarak idama mahküm ettiler. Yetmedi; bir daha millet iradesi bu ülkede muktedir olmasın diye devasa bir vesayet düzeneği inşa ettiler. Bu vesayet sistemi her 10 yılda bir demokrasimize vurulan darbenin kolaylaştırıcısı ve devletin milletten uzaklaştırılmasının kaynağı haline geldi. On yıllar boyunca milletin seçtiği hükümetler darbe ve idam tehditleri altında misyon yapmak zorunda kaldı” sözlerini kullandı.
‘HER TÜRLÜ VESAYET ZİHNİYETİNE KARŞI DİK DURUŞUMUZ SÜRECEKTİR’
Muammer Birdal açıklamanın devamında, “Maalesef, takip eden yıllarda ülkemiz bu vesayet sisteminin yarattığı darbelerle daima geriletilmiştir. Milletin onayıyla iş başına gelen her iktidar karşısında bu antidemokratik tertibi bulmuştur. Lakin bu necip millet içinden demokrasi kahramanları çıkarmaya devam etmiştir. AK Parti hükümetleri olarak misyona geldiğimiz birinci günden bu yana bu vesayetçilerle ve cunta heveslileriyle tekraren yüzleştik ve sonuna kadar uğraş ettik. Cumhurbaşkanımız ve Genel Liderimiz Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde AK Parti periyodunda bu vesayet sistemlerini milletimizin takviyesiyle teker teker çökerttik. Devlet millet kucaklaşmasını inşa ederek milletin iradesini tekrar tesis ettik. Lakin unutmamak gerekir ki vesayet çökmüş olsa da kimi adreslerde vesayetçi zihniyet hala yaşıyor. Vesayetçi ve cuntacı zihniyet; yeniden öğrencileri sokaklara dökenlerde, boykot daveti yapanlarda, sokakları yakıp yıkanlarda, tencere tava çalanlarda, kutsallara ziyan verenlerde, ‘Ordu göreve’ pankartı açanlarda, Cumhuriyet mitingleri düzenleyenlerde, darbe teşebbüsünü tankların önünde kahve içerek seyredenlerde tekrar tekrar tecessüm ederek hala canlı olduğunu bizlere her fırsatta gösteriyor. Fakat biz de buradayız. Demokrasi için hukuk için her türlü vesayet zihniyetine karşı dik duruşumuz sürecektir. Bu ülkenin vesayetçi ve cuntacı zihniyete feda edecek bir dakikası bile yoktur. Bizler ‘Durmak yok yola devam’ şiarıyla çalışmaya devam edeceğiz. 27 Mayıs darbesini ve onun getirdiği karanlığı bir sefer daha kınarken, AK Parti olarak Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın öncülüğünde adalet, kalkınma ve demokrasi çabamızdan bir an bile olsun geri durmayacağız. ” dedi. İştirakçiler daha sonra Adnan Menderes’in kabri başında dua etti.
Kaynak: Son Dakika
