Türk Veteriner Hekimleri Birliği (TVHB) Merkez Konseyi Başkanı Ali Eroğlu, “Hayvanların kulak küpesi kesinlikle olmalı, küpesiz ve kayıt dışı hayvanlar tercih edilmemelidir” dedi.
TVHB Başkanı Eroğlu, Kurban Bayramı’nın yaklaşmasıyla birlikte gündeme gelen kurbanlık hayvanların sıhhat durumu, kesim şartları, etlerin hijyenik koruması ve etraf sıhhati üzere bahislere ait yazılı açıklama yaptı. Kurbanlık seçiminde sadece cins kriterinin kâfi olmadığını vurgulayan Eroğlu, “Kurban edilecek hayvanların sağlıklı, yaş ve gelişim istikametinden uygun, resmi kayıt sistemine dahil ve fizyolojik olarak kurban koşullarını taşıyan hayvanlar olması temeldir. Büyükbaş hayvanlarda en az 2, küçükbaş hayvanlarda ise en az 1 yaşını doldurmuş olma kaidesi aranır. Lakin koyunlarda 6 ayını doldurmuş ve anası kadar gelişmiş olanlar da kurban edilebilir. Hayvanların kulak küpesi kesinlikle olmalı, küpesiz ve kayıt dışı hayvanlar tercih edilmemelidir. Çok zayıf, zahmetle hareket eden, burun akıntısı, öksürük, topallık üzere hastalık belirtileri gösteren ya da hamile hayvanlar kurbanlık olarak alınmamalıdır. Kurbanlık hayvanların dış görünüşü sağlıklı, kılları düzgün ve parlak, gözleri canlı ve yansılı olmalı; beden bütünlüğü tam olmalıdır. Hayvanlarda ateş, akıntı, dışkı bozukluğu, yaralar yahut doğal deliklerden akıntı olması hastalık belirtisi olabileceğinden bu tıp hayvanların kurban edilmesi uygun değildir” dedi.
“Kesim öncesi gerilim ve kaygı hayvan refahını bozar, et kalitesini olumsuz etkiler”
Hayvanlara bölümden evvel en az 12 saat yem verilmemesini fakat pak suyun sağlanmasını öneren Eroğlu, “Kesim öncesi gerilim ve kaygı hayvan refahını bozar, et kalitesini olumsuz tesirler. Kesim süreci, uygun ekipmanlarla ve en az iki farklı bıçakla yapılmalı; deriye ve bağırsak içeriğine temas eden bıçaklar katiyetle ete temas ettirilmemelidir. Kesim sırasında kullanılan ekipmanlar ile yüzeyler pak ve dezenfekte olmalı; etin yere teması engellenmelidir. Kimi zoonotik hastalıklar (tüberküloz, brusella, şarbon, tenya, ekinokok kisti, toksoplazma) canlı hayvanda belirti göstermeyebilir. Bu nedenle kesim sonrası et, iç organlar ve kan kesinlikle veteriner doktor muayenesinden geçirilmelidir. Kuşkulu durumlarda etin hiçbir modülü atılmamalı, resmi veteriner tabibin incelemesi sağlanmalıdır” sözlerini kullandı.
Kesim esnasında ortaya çıkan hayvansal atıkların rastgele etrafa atılmaması gerektiğine dikkati çeken Eroğlu, etrafa atılması durumunda zoonotik hastalıkların yayılmasına neden olabileceğinin altını çizdi.
“Çiğ yahut az pişmiş et tüketimi birtakım hastalıkları beraberinde getirebilir”
Kesim sonrası etin kas durumuna dönüşmesinin yaklaşık 24 saat sürdüğünü aktaran Eroğlu, kelamlarına şöyle devam etti:
“Bu süreçte et, gölge ve serin bir ortamda dinlendirildikten sonra buzdolabına alınmalıdır. Bir hafta içinde tüketilecek etler buzdolabının soğutma kısmında saklanabilirken, uzun mühlet saklanacak olanlar küçük porsiyonlara ayrılarak dondurulmalıdır. Etlerin tekrar tekrar dondurulup çözündürülmesi besin güvenliğini tehdit etmektedir. Bu nedenle porsiyonlama dikkatle yapılmalıdır. Çiğ yahut az pişmiş et tüketimi kimi hastalıkları beraberinde getirebilir. Etlerin en az 70 derece merkez sıcaklığa ulaşacak formda yeterlice pişirilmesi ve kırmızı rengin büsbütün gri/kahverengiye dönmesi sağlanmalıdır. Pişmiş etler buzdolabında saklanmalı, oda sıcaklığında bırakılmamalıdır. Etle temas eden kesme tahtası, bıçak, satır üzere ekipmanlar kesim öncesi ve sonrası uygunca yıkanmalı; bu ekipmanlar zerzevat, meyve üzere çiğ tüketilecek besinler için asla kullanılmamalıdır. Etle temas eden şahısların ellerini sık sık sabunla yıkaması da besin güvenliği açısından hayati kıymete sahiptir.” – ANKARA
Kaynak: Son Dakika
